5 Temmuz 2008 Cumartesi

Edmond (2005) - Edmond


Bazen nefret ettiklerinize bürünürsünüz!


Yönetmen Stuart Gordon'ın yazar David Mamet'in aynı isimli tiyatro eserinden sinemaya aktardığı Edmond, William H. Macy'in sıradışı performansı ile izlemeye doyamayacağınız bir yapıt olarak kendini öne çıkarıyor.

Gündelik hayatın kendisine getirdiği monotonluktan sıkılan orta yaşların adamı NewYorker borsacı Edmond Burke bir gece kafasına takılan garip tesadüflerle hayatına yol vermek ister ve numaraların heyecanına kapılarak kendisini gecenin içine sürükleyecek olan bir falcıya gider. Falcının söylediklerinden çok etkilenir ve boşlukta gördüğü gününe yeni heyecanlar yaratmak için önce bir bahane ile eşini ve evini terk eder. Sonra yanına hiçbir şey almadan gizemli bir gece yolculuğuna başlar. Bu yolculuk Edmond'ın bundan sonraki hayat serüveninin de başlangıcı olacaktır.


New York'un varoşları karanlıktır. İnsanları gibidir sokaklar. Her şey vardır oralarda. Güvenli bir mekanınız yoksa sizi içine çekmesi ve kendine benzetmesi an meselesidir. Bunu bile bile o karanlıklara dalar Edmond. Heyecan aramaktadır. Sokak ortasında kumar oynatan kumarbazlarla kavga eder, gece kulüplerinde kendine bir gecelik ilişkiler arar ama her yerden kaybedenler listesinde adı en üstte olacak şekilde çıkar. Sokaklarda yaşadığı bir gecelik hikayesi ile hayatı ve inancı sorgulamaktan geri kalmaz, bunu başkalarına da anlatmak ister ama hep ters tepkiler alır. Ruhunu özgür bırakmak için türlü yollara başvurur, sebebini tam anlayamadan daha doğrusu kurbanına kavratamadan cinayet bile işler ama en sonunda elinde koca bir hiçlik vardır. Bir hayvan gibi davranır, kendi benliğini kaybeder. Ve en sonunda nefret ettiği her şeye olan dönüşmeye başlamıştır. P.zevenkler, f.hişeler ile dolu karanlık sokakların sihirli bireyi olmak isteği kendi sonunu da hazırlayan bir ateşleme butonuna basmak gibi olmuştur Edmond için. Zarar verdiği herkes onun için bir yücelme gibi olur. İçindeki tüm nefreti kusar. İçindeki cinsel açlığı gidermek için koşturur. Edmond o gece neyi başarırsa hedefi değişir ve her değişimde daha da kaybeder benliğini. Herkese nefret doludur, kimsenin kendisini anladığına inanmamaktadır. Belki heyecanı için belki de değişimi için sonu olmayacak bir gece yolculuğu kilisenin kapısında ruhunu arındırmak için beklerken sona erecektir.


Filmde Edmond homofobik ve ırkçı görüşlere sahip bir bireydir. Ama cinayetten dolayı suçlu bulunup hapse atılınca bütün korkuları ve nefretleri ile yüz yüze kalır. Filmin sonu ise insanı şok edecek türden bir ironi taşıyor.

Edmond bir tiyatro eseri olduğunu her sahnede belli ediyor. İçindeki tiyatral diyaloglar dikkatli dinlendiğinde sürüklüyor izleyiciyi. Önemli şeylerin kelimelerin içinde gizli olduğunu gösteriyor. Filmin en dikkat çekici yanı Edmond'ın nefret ettiği ne varsa onun şeklini almasıdır. Bu filmin her sahnesinde hissedilir. Orta halli birisi iken yaşamı bir anda boşluğa dönüşen ve aradığı sorulara yanıt alamadan kapanan bir kitap gibi olur. Hayattan öğrendiği şeyler kaybettikleridir ve bu kaybettiklerini geri getirme imkanı yoktur. Hayvan mıdır yoksa insanlıktan mı buna geçiş yapmıştır bunun cevabını bile tam olarak bilemez.



Edmond dikkatli gözlerle defalarca izlenecek, ders verici varoluşçu diyaloglara ve monologlara sahip bir film. Pişman olmayacaksınız...

ÖNEMLİ NOT;
Bu inceleme yazısı 03 Ocak 2007 tarihinde, saat 03:55:42 AM'de www.divxplanet.com sinema ve altyazı sitesinin forum sayfasında yayınlanmıştır. Tüm hakları yazı sahibine aittir, yazarının izni olmaksızın hiçbir amaçla çoğaltılamaz, kopya edilemez, manyetik ortamlara aktarılamaz ve yayınlanamaz. Yukarıda yazılan fiillerin yazarının izni dışında gerçekleştirilmesi durumunda bu eylemi gerçekleştiren fail 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na aykırı hareket ettiğini ve bu iş bu kanunun getirmiş olduğu cezaları kabul eder.


Hiç yorum yok: